Yitirmek Seni...

Yitirmek seni,
Örselenmiş bir istanbul akşamında
yağmur düşerken denizin üstüne Ülkem gibi bilmediğim dilim gibi yitirmek seni...
Bu Nisan Akşamında
kanarken bütün yıldızlar
kanaya dursun yüreğim Geçer
Geride baharın büyülü kokusu kalır
Söz tüner suskunun kuruyan dallarına
Önce kendinle konuşursun sonra kuşlarla
Bağdat, ağrıdır; düşer yüreğine
Kara gözlü bir dilber dudağının kıyısında keskin bir keder rahminde bebek büyür büyür bebek!
Utanır ellerin kalem utanır kağıt üryan kalır
Çakaralmaz gürültüsü bu, böler uykularını
Bağdat semalarında seba makamında ezan sesi
Dinsizim! titretir yüreğimi!
Yitirmek seni Bağdat gibi..!

0 yorum: