sephidi'ye
Ne çok seveceğimiz insan olacak hayatlarımızda ne çok özleyeceğimiz...
Ve belki senin gibi belki binlerce kez bunu sadece kendimize söyleyeceğiz.
Herşeyin irin bağladığı zamanlardayız cuma...
aşkların parayla alınıp satıldığı, vefanın kirletildiği bir çağdayız.
Çağdaşı olduğumuz çağın omuzlarımızı acıtması bundan... Öksüz olmamız ve aşağılanan eşcinselleri anlıyabilmemiz bundan belkide...
Ne kadar temzidi o zamanlar kağıtlarımız ve yüreklerimizden dökülen sözcüklerimiz ne kadar içten...
Sanki dün gibi annelerimizin bizi azarladığı o sabah saatleri, bu kadar çabuk yüzmü yıkanırmış diye.
Ve dünden daha yakın lise dönemlerimizde biçim değiştiren azarlar.
-ne yapıyorsun bu kadar uzun sürede banyoda diye... Annelerimiz ne bilsin ergen çağlarımızla beraber bu bezirgan saltanatının bizlere yeni yüzler verdiğini ve artık birden fazla yüzümüz olduğunu.
Önce puşt yüzünü onra yalancı yüzünü sonra dost yüzünü, insan yüzünü... yıka ha yıka ..
Ah benim annem bir bilesen ne kadar çok yüz ! verdiler bize Yıka yıka bitermi...
Can kardeşim benim...
Şimdilerde sevgilinin teninden daha cazip geliyor kitaplar.. Şimdilerde yepyeni sözcüklere açılıyor ömrümüz...
Biz yenildik sözcüklerimizin bittiği yerde...
Şimdilerde sizler kederlerinizle acılarınızla ama illada o gülen gözlerinizle ve inatla tekleştirdiğiniz yüzlerinizle yeniden ışık oluyorsunuz önümüze...
Ne çok öğreniyoruz sizlerden bir bilsen..
Biz yenildik sözcüklerimizin bittiği yerde...
ve sizler yeni sözcüklerin ilk sahipleri olacaksınız belkide... ve sizin sözcükleriniz kazanacak....
ve sizin söcükleriniz kutlu... ivedi ... içten...
cumaskimi!
canıma kattığım güzel yüzlüm gülen gözlüm...
ne güzel bir şey sana unutturulmak istenen bir dille kardeşim diye seslenebilmek.
çok acıyacak belki canın...
çok kanırtacaklar belki seni daha...
buldum derken yitirmelerin çok olacak...
ama hepsinden yeni yeni şeyler öğreneceksin...
ve öğreneceksin sende aşkın aslında ömrümüzün bileşkesi olduğunu ve ondan böyle kalabalık ve kabarık durduğunu....
cumaskimi,kalemin ne güzel yakışıyor eline ve nede içten sesleniyor bize...
tatlı bir tedirginlik var her satırında...
ne güzel seçmişsin bizler için o kelimeleri...
Biz ne yazsan beğeniriz ya yinede imrendiğin üstüne düştüğün nasılda belli...
ömrünün her saniyesine imren abicim ..
ve kıskan onu sonu olan bu hayattan...Kendine katlanamadığın saatlerde şiirin ağız kokusunu çek sadece... O seni elinden tutup çıkaracaktır düze...
Umut'um umut tohumları ektin yüreğime ve ben üşenmeden unutmadan sıkılmadan suluyorum onu her gün yeniden.. çiçeğe duracağın bahara az kaldı...
Zaten O baharın umududa olmasa bu dünyanın çekilebilir bir hali kalmadı...
O baharın umudu da olmasa
Gönderen uyumayan zaman: 14:32
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder