Dağların Oğluyum

Ben ki kurtların ve kuşların kol gezdiği dağların oğluyum
Boğdu beni şehirleriniz!
Her soru bir cehennem
Bunaldım!
Küllerim kaldı
Rüzgarla savrulan!

Benki göğsüne tüfekler çatılmış dağların oğluyum
Yüreğimde sümbüller kardelenler
Kuruttunuz çiçeklerimi!
Cinayet kokuyor caddeleriniz
Ölümü soluyup her gün ve gece
Hayata uyanıyorum yeniden!
Yengilerden de geçtim yenilgilerden de
Tükkettiğiniz ömrümü,
Sizin olsun diyorum
Biriktirdiğim ne varsa!

Benki ucundan kardeşlerimin tuttuğu dağların oğluyum
Utanmadım koynunda uyurken
Pınarlarında a-bı hayat
Her düşende başka bir türkü öğrendim..
Türküledim de kentlerinizi
Siz yüreklerinizi türküye kapattınız!
Şimdi kuşandım da dağları
Dağları diyorum bir kez daha
Otağına düşlerimi kurduğum tanrıyı yani...

Haydi büyütün çocuklar
Siz büyüdükçe ve büyüttükçe.

Ben böyle kötü şair
Yazdığım iki dize yüzün suyun hürmetine!

Nasılsa biliyorsunuz siz doğruyu

Elbet vardır varacağım bir nokta.
Ve birgün benide anlar birileri.
Siz gerçeksiniz
Beni yalan ısırdı.
Siz güzelsiniz
Ben ise en çirkin.

Hadi anlatın
Sorular sorun bana,
Cevabını bir tek sizin bildiğiniz.
Beni dinlemesenizde olur.
Ne önemi var ki ne söylediğimin
Nasılsa biliyorsunuz siz doğruyu.

Ben akşamdan alışkınım karanlığa
Gidişlerinizi örtün üstüme
Korkmuyorum nasılsa karanlıktan.
Ve siz güneşle beraber gidiyorsunuz!

Kenevir kokuyor ellerim
Annemin dilinde bir türkü söylerim
Keder ilişir soluğuma
Ve elbet asılır suratım.
Unuttuğum doğrudur
Belki gidişinizi de unuturum

Seni en çok annem kıskanır!

Kesik ve ince soluğun eşlik ediyor incesaza.
Seviştik
Değiştirdik anlamları ve renkleri.
Dudaklarım nasılda yakışıyor tenine
Dudaklarımın değdiği yerde bir yaban kırmızı,
Yeniliyor yersiz hırçınlığın
Yeniliyor öfken…
Biz seninle
Şiir, şarkı yahut bir öykü değiliz sevgilim.
Biz seninle gerçeğin iki iklimi
Kurgusu doğaç bir film!
Ve nihayet, nihayetinde bittiği an.
Bitmenin, bitmekten korktuğu o uzak duygusu!
Kahverengi gözlerinde ikircikli ışıltı!
Seviştik ve koktuk!
Ne zaman koksak birbirimizden
Yan odada çiçekler kıskanır.
İçime işliyor ince saz
Sen içindekini tenime çiziyorsun.
Dokunduğun yerde büyüyorsun
Ve hayat nasıl da küçülüyor parmak uçlarında!
Şeylerin şeydadan beslendiği gecede
Sebeplerin sebepsiz kaldığı uykulardayım!
uyandır beni!
Uyumak yarı ölmektir sevgilim
çıplaksın
Ve gecemi giydirebilir senin kadın kokun!
Şimdi öpsem memelerini
Seni en çok annem kıskanır!