En başa dönmek istiyorum...
Geride bıraktığım herşeyle yüzleşmek.
Yeminlerimi ellerinden tutup çekip getirmek istiyorum bugüne.
Söz sahipsiz değildir dolanır sonsuzluğun semalarında..
Verdiğim sözler bavulumda ve bavulumda boş yer var hala...
Keşkelerin batağında süslenmiş bir yalandır gelecek. Keşkeler keşmekeş bir bataklık.
Ömrümü kurtarmak istiyorum keşkelerin batağından.
Ellerim orta yerde duruyor.
Korkak bir çocuk sanki.
Sanki dokunmamış daha hiç bir kadın tenine ve vermemiş el sınıfına..
Sınıfım yeniden öğretsin bana proleter selamını.
Daha bir çoşkuyla sallayayım yumruğumu.
Ellerimi bizimkiler tutsun istiyorum , ilk öpmelerin içtenliğiyle...
Erguvani bir gün atımının sonrasında düştü üçüncü cemre.
Mart kalan kömür kırıntılarınıda yutup gitti.
Mart onların Nisan bizim olsun.
Islanmak istiyorum nisan yağmurlarında doyasıya,
O yağmurlardan korkacak kadar doğaya yabancılaşmadım yaşlanmadım daha.
İnsan evladı sevinin sunağında sunarken yalnızlığını, coşkuyla üleşirken ilk merhabanın coşkusunu, sen bu yalnızlıkları kime büyüttün çocuk bir ayıbın titzliği ile.
Üzerimde şarabın laneti, gitmelerin öngünündeyim. Dudağımda tütünün yalancı kokusu damağımda şarabın kekremsi tadı yollar uzanır önümde.
Mırıldanır aklım kendi kendine:
- gitmeler başlangıcıdır gelmelerin çünkü ne yazıkki gittiğin heryere kendinde gelir seninle. yol uzun menzil ırak güneşe daha çok var. mademki gidiyorsun sakın bakma arkana.
Gıcırdayan bir karyolanın üzerinde upuzun bir gece... Yalnızsın ama utanırsın gıcırtı deli eder seni...
Alt komşum acaba uyuyormu?
Sabaha daha çok var, kalemim tükenmez kağıdım az.
Yitip giden ne ki bu soğuk gecede.
Haziran bir bunaltı içimde... Aslında burdayım Nisanın kasıklarında.
Seni şarkılar, seni şiirler, bilindik ve bilinmedik kederler,bir türkünün yanlış söylenişi,bir şiirin unutulan dizesi, yağmurun vurduğu fındık, seni sıcak bir kadeh rakının yudumu. seni uykularda arayan dervişler.
El verdim Gönül verdim.
Gitmelerine değil Haziran'a gücendim.
"Dar gününde, dağlar tutsun elini"
Sende elinden tut dağların elinden tuttuğu kadar sıkı. Anadlilinde bir türkü ile sar ince narin belini.
Kardeşleş ve baki kıl kardeşliğini.
Aşkla, umutla inatla güzelleşecek dünya.
Güzelleşen dünyaya aç yüreğinin bütün pencerelerini.
Haydeeeeee..!
Haziran bir bunaltı içimde
Gönderen uyumayan zaman: 15:01
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder