Ne zaman bir ölüm düşlesem kendime, o uzak şehirlerde ağlar öylece

Dudağımın kıyısından kan, bileklerimden hayat sızacak birazdan…
Birazdan bildiğim her şeyi ve bildiklerimle beraber belleğimi ateşe vereceğim…
Üzülme!
Yeni başlangıçların eski başlayanı olmaktan yoruldum sadece…
Yoruldum eşelenen düşlerimin suratımda büründüğü yorgun siluetten.
Kaçıncı ölmem bu?
Kaçıncı dirilmem?
Yüreğine yazdıklarımın bir kopyasını daha sonra hatırlayamayacağım bir yere saklayacağım. Yüreğine yazdıklarımı belki de bir bulvar köşesinde ya da kuytu bir meyhane de ölü bulacaklar…
Sana dokunmaya çalıştıkça arada ki mesafenin uzaması ve uzadıkça derin bir yalnızlığın başıma musallat olması…
Kekeme ve geveze.
Yokluğun bu gece çok geveze…
Nereye çevirsem yüzümü senden bir parça var…
Dokunduğun klavye, oturduğun sandalye…
Nereye dönsem yüzümü gözünün değdiği bir kare…
Ve sesin dolanıyor barındığım bu izbede.
Konuşmak istiyorum kendimle,
dilim küfre değiyor her sözcükte…
Oysa edepsiz değilim ben, ama şimdilerde içimde ki her şey yabancı kendime…
Bir intihar kuruyorum kendime…
Renksiz refilsiz bir intihar… anneme bir şey söyleme!
Ne zaman bir ölüm düşlesem kendime, o uzak şehirlerde ağlar öylece…
Gitmemi istiyorsun biliyorum…
Gitmemi ve bir daha dönmeme mi istiyorsun…
Sana söylemiştim, sözcüklerimin sende sıradanlaşması korkutuyor beni…
Bildiğin budalayım işte…
Aşkın ve şiirin gücüne inanan ve hep yanılan!
Yanıldıkça yanan yanarken kereme öykünen bir küçük budala…
O kadar büyüdün ki içimde içim de başka bir şeye yer kalmadı işte…
Seyret ve kederlen bir süre… bir süre sonra oda bitecek içinde …
Cümlelerinde başka anlamlar aramaktan yoruldum…
Bana herkes gibi bakan gözlerine bakmaktan, unuttuğun zamanlardan yoruldum…
Yalansız ve hilesizdi her şey…
İçimde ki sen o kadar büyük ki artık bana bile yer yok içimde…
Gitmemi istiyorsun biliyorum…
Gitmemi ve bir daha dönmeme mi istiyorsun…
Gidiyorum…
Kendimden,
senden,
Şiirlerimi yazdığım yüreğinden,
O çok inandığım düşlerimden ve şehrinden…
Gidiyorum hoşça kal bile demeden!

0 yorum: