1
Bir şiire nereden başlanır?
Ve en çok hangi imge anlatır kaybettiklerini...
Hangi kâğıtlara sığar ki bir aşkın matemi…
2
Mevsimini bile hatırlamıyorum,
Hatırlamıyorum gününü saatini
Yenildim ve aşkta da tarihi kazanan yazıyor!
İsmini bir çiçekten almıştı,
Rengini kendi beğenmiş!
Kandığım bir rüya!
Rüyamda her mevsim çiçek!
Olurları ve olmazları
Yalanları ve yanlışları
Ama en çok kendini
Kendini sına gerçekle!
3
Yürüdüğüm yollar yolar uzarken önümde
Gitsem nereye?
Kalsam neden?
Sorular sonu gelmeyen
Sıkıldım sorulardan
Soruları soranlardan!
En çokta susarken, ölüme susadığımı hissettim.
Doğum günüme 3 kala
Şimdi kim ne söylese bu buhranın üzerine
Bil ki benim soluğumu kesecek
Saklı tut sözünü
Ya da boş ver her şeyi
Ve boş vermeyi bana da öğret
Sonra şu kahrolası duyarlılığımı alsın birileri…
Acıyan günlerin gerisinde kalsın her şey
4
Kim ne derse desin
Sen unutma nerede ne söylediğimi…
Sen unutursan sözüm kanar!
Cemre zemheri ile geldi
Bak bütün çiçekler zehirli!
Koklasam ölüm kokacağım
Dokunduğum her şey ölecek!
Koklamasam bir ömür hep bir yanım eksik!
5
Bozgun bu!
Gül ve kül karıştı birbirine…
Su ve ateş kardeş!
Tutup şimdi şiirimin elinden
Bir kez daha
Bir kez daha
Sırtına korunaklar kurmalıyım o dağın
6
Eksiktim.
Kuşların balkonumdan beslendiği o mevsimde…
Doyurduğum kuşlar kadar çoğalmak ve çoğaldıkça başka bir ben yaratmak.
Bir çiçeğe verdim gönlümü…
Artık ismi bana yasak !
Kokmaz, ama dört mevsim açar,
O açtıkça ben zemheriye tutsak!
Kuşların balkonumdan beslendiği o mevsimde
Kar örttü de her şeyi
Benim içimde kocaman bir boşluk!
Doldur dedim kendini benimle
Beni kendinle doldur
Bir cigara sardım ucu sana dokunan
7
Düş bu !
Bilmenin otoriteye ve devlete yenildiği
Yasağın inkarla tartıldığı günlerde,
Yasak bir dilde söyledim türkülerimi
Ve önce Kürtçe..
Kürtçe söyledim seni ne kadar sevdiğimi
Düşle özgür tuttum aklımı…
Paranın her şeye muktedir olduğu şu rezil günlerde
Ölüme ve paraya taparken birileri
Barışa taptım!
Bir ülke kurdum kendime
Bir uçtan bir uca aşkın renginde…
Kimliksiz ve bin dilli!
Bir ülke kurdum kendime
Kasığında saatlerimi,
Dudaklarında ömrümü üleşeceğim!
Korkmadan sevişeceğim!
8
zul olmaktan vazgeçtim!
Tedirginliğimi rehin bırakıp güle
Güne vurdum ömrümü
Akşamı seninle doldurdum
Yaşınla başladı her şey…
Yaşına dokundum, gerçekti!
Gerçekti sözcüklerin, sen gerçektin…
Bildiğim ve öğreneceğim ne varsa
ve dudağıma kardeş olan sigara, gerçekti!
Sen gerçektin
Senden geçen bütün sokaklar,
Sana aralanan bütün kapılar gerçekti!
9
Varlığımla yokluğumu iliştirip bir şiirin ucuna
Mahcup bir merhaba…
Merhaba aşka!
Varım yoğum ne varsa
Ne varsa insandan yana
Ne varsa aşka hasret!
Senin ve seninle olsun diye
Eskittiklerimi atıp bir yana
Yepyeni bir coşkuyla
Coşkuyla söyledim meramımı
Dinledin ve anladın
10
Dokunmak bir ibadetti…
Annemin çocukluğumu yıkadığı
Sarnıç gibi temiz…
Yahut Sevdiğim bir uzunçalar,
Kısa ve leziz
Anlamı ve aşkı harmanlayıp
Doyuma dokunduğumuz günler
En çokta geniş omuzlarında güzel dururdu dudaklarım.
En çok ta beraber tükettiğimiz geceler de
11
Geceler dedim de,
Ben kendimi tüketiyorum şimdi o gecelerde…
Dönüp dönüp geriye
Geride kalmasın diye hiçbir şey
Sırtıma yük alıyorum ikimiz kokan saatleri…
Ayrıntıların örselediği bir çıkıntıyım
Her dakika biraz daha ezilen ve ölen.
Genişliğine sığınıyorum şiirin
Yoksa dilimde her şey küfür!
Oysa hepi topu sözcüklerden bir dünya
12
Şimdi sen gittin!
Gittiğinle kalmıyor hiçbir şey,
Çoğaldıkça hoyratlaşan bir yalnızlık boğazlıyor beni…
Ölmek hafif kalıyor böylesi yaşamaktan
Renklerin sarardığı, günlerin karardığı lahzada
Sorularım yalnızlığımla büyüyor…
Şimdi sen gittin!
Doğum günüme 3 kala
Önümde ömrümün en ağır bilançosu;
Ben
Sen
Şiir
Akşam
Bir yudum güzellikti hepsi
İçtik bitti!
Gittiğinle kalmıyor hiçbirşey
Gönderen uyumayan zaman: 17:38
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder