albenisi yüksek bir yosma, ıslak kaldırımlarında kasıklarımın

l
Sonra gerillalar inerdi düze..
beklenmedik bir fırtına başlardı...
bir ya da birkaç ölüm!
siyah beyaz filmlerden kalma bir trüktü sanki
seyrederdiniz...
bir kalem bir kağıdı önemsiz ve özensiz bir hoyratlıkla karalarken, katılmadığınız yerlerin altını çiziyordu da sanki siz onay veriyordunuz!
ll
sonra sokaktan askeri konvoylar geçer,
ocağımıza ince bir sızı düşerdi.
düşerdi bitecek dediğimiz ama hiç bitmeyen karanlığın rengiyle...
eylülde en çok
en çok çocuklar kanardı.
yaşamak biraz sancılı böylesi zamanlarda
ne doğuracağı belli olmayan bir yalnızlık...
ne zaman bir yalnızlık büyütsem şuramda
babam mahpus olur, çocukluğum öksüz kalır
lll
sonra aşk, albenisi yüksek bir yosma,
ıslak kaldırımlarında kasıklarımın.
ağzında çiğnediği ayrılığı şişirirdi...
ah tenimin sol yanı,
sen nasıl sahipsizsin şimdi böyle...
nasıl herkese uzak...
adına şiirler yazdığını unut,
şimdilerde yalnızlığın,
şimdilerde kanın,
yalnızlık kanınla temize çekiyor herşeyi
ve sen bildiğin ölümlüsün, herkes gibi sırasını bekleyen

0 yorum: