Şimdi Biz seviştik Seninle

Arka bir oda,
Çarşafsız bir yatak, temiz değil, kirli de denmez…
Yatağın içinde sen varsın, yanı başında ben…
Gözlerim kapalı, gözlerim seninle beraberken hep kapalı…
Oysa bir bilsen ben…
Ben ne de çok güvenirim kendime!
Neye benzetsem, eksik kalacak bir esrikle kokuyorsun burnuma…
Ellerin bir yağmurun ılıklığı ile dokunuyor.
Dalından kopan bir yaprak gibi
Devletle ilk defa karşılaşan bir çocuk gibi,
Ölümün kıyısına kadar gelip, ölmemek isteyen bir komünist gibi titriyorum.
Neye dokunduğunun, ne kadar dokunduğunu biliyorsun…
Dokundukça sen,
bir bilsen bir bilsen ne kadar da büyüyorsun!
Bulutlara değiyor başım…
Açlıkla öpüyorsun göğsümü, ince bir sızı kopuyor içimde…
ne kadar da özlemişim.
Öptüğün yerde sensiz zamanın laneti ölüyor…
Öptüğün yerde, vuslatın yanakları bu kadar geciktiği için kızarıyor.
Bir başlamak filizleniyor, ışıklı ve ince.
Bir başlamak ikimizin de bilmediği bir gerçeklikte…
Dudaklarım artık başka bir dünyayı söylüyor…
Dudaklarım bunca zaman küfre değdiği için utanıyor!
Kadınım;
Biz ne çok eksik kalmışız,
Hasret boyumuzdan uzun,
Ömrümüz gecemizden kısa…
Şimdi ağlasam yılların bizden alıp götürdüğüne,
Yılların kahrını sırtıma yüklesem ezilir miyim altında?
Masamın üstünde unuttuğun gül,
Ne kırmızı ne sarı….
Yani bugün ve yarın…
Yani aşk ve ayrılık, ihanet ve sadakat…
Bir gül masamın üzerinde…
Senden sonra bana kokmuyor!
Şimdi biz seviştik seninle
Islaklığına ve sıcaklığına karıştım,
Sen kadındın bense hiç olmadığım kadar erkek!
Hiç olmadığım kadar ölümlü!
Şimdi biz seviştik seninle
İçinde bir dünya gizliydi, dokunduğumda elimin tutuştuğu
Yandığım ve yanıldığım
Kandığım, kanmaktan korkmadığım!
Sonunu bildiğim bir film
Artistlerden ve aktristlerden daha iyi oynadığım ama yok sayıldığım,
Biliyorum sadece figürandım!
Kadınım;
Bir ah büyüttüm içimde
Ahe’den öykündüğüm
Bir ah ki en çokta seni yok bildiğim ve yokluğunu kanıksadığım o rezil günlere!
Senden sonra da aynıydı hayatım!
“Hayale aldandım bir düşe kandım”
Öykündüğüm şairleri öldürürken kendi elimle
Ölebilirdim bir barikatın başında
Ya da senden önce ve senden sonra seviştiğim açlığın, kollarında…
Ölebilirdim hiç bitiremediğim bir şiirin kıyısında
Bir dağın yamacında ya da bir çıkmaz sokakta…
Kaldığım izbe odalarda,
Sahipsiz bulvarlarda,
Yattığım bir öğlen uykusunda, yani senli ya da sensiz bir rüyada
Ölebilirdim!
Şimdi bakıyorum da geldiğim şu yere
ben bir tek nedenden inat ettim,
Ölmedim sevgilim!
Ölmedim!
Ölürken avucumu avucun doldursun diye!

1 yorum:

Şimalll dedi ki...

çok beğendim..